Kayıp Hurma ve Paylaşmanın Bereketi

Küçük Ali, Ramazan ayında iftar için aldığı hurmayı kaybeder ve üzülür. Hasan Dede ona, kaybının bir ihtiyaç sahibine ulaşmış olabileceğini söyler. Ali, iftar sofrasında yemeklerini paylaşarak paylaşmanın bereketini ve mutluluğunu öğrenir. O günden sonra Ali, elindekini başkalarıyla paylaşarak daha mutlu bir yaşam sürer.

sesli dinlemek icin tiklayin

Kayıp Hurma ve Paylaşmanın Bereketi

Bir zamanlar, Anadolu’nun yemyeşil köylerinden birinde, ailesiyle birlikte yaşayan küçük bir çocuk vardı. Bu çocuğun adı Ali idi. Ali, köyün en hareketli ve meraklı çocuğuydu. Her sabah erkenden uyanır, kuşların cıvıltısıyla bahçede oyun oynar, tavukları besler ve dedesinin yanına oturup onun hikayelerini dinlerdi.

Ramazan ayı geldiğinde, köyde büyük bir heyecan başlardı. Her evde iftar hazırlıkları yapılır, camide teravih namazı kılınır ve insanlar birbirine ikramda bulunurdu. Ali, Ramazan ayını çok severdi çünkü bu ayda sadece yemekler ve tatlılar değil, aynı zamanda köyün bir araya gelerek dostluk ve paylaşma duygusunu yaşaması onu çok mutlu ederdi.


Ali’nin En Sevdiği Hurma

Ali’nin Ramazan’da en çok sevdiği şeylerden biri annesinin ona her gün verdiği hurma idi. Ali, hurmayı iftar vakti yerken büyük bir mutluluk duyar ve her seferinde, “Bismillah” diyerek yemeye başlardı. Annesi, hurmanın Peygamber Efendimiz’in (SAV) sünneti olduğunu ve iftara onunla başlanmasının çok sevap olduğunu anlatırdı.

Bir gün, annesi Ali’ye yine güzel bir hurma verdi ve dedi ki:
“Ali, bu hurmayı iftara sakla. Peygamberimizin öğrettiği gibi, iftara hurma ile başlayalım, tamam mı?”
Ali, hurmayı dikkatlice avucuna alarak, “Tamam anne! Bu hurmayı asla kaybetmem!” diye cevap verdi.


Kayıp Hurma

Ali, hurmasını avucunda sıkıca tutarak camiye doğru yola çıktı. Yolda, arkadaşlarıyla oynayan çocukları gördü ve onlara katıldı. Hep birlikte dere kenarına gittiler, taşlardan kuleler yaptılar ve kahkahalarla eğlendiler. Ancak oyun oynamaktan o kadar keyif aldı ki, elindeki hurmayı yere düşürdüğünü fark etmedi.

Bir süre sonra iftar vakti yaklaştığında, Ali hurmasını yemek için elini cebine attı ama hurma yoktu! Etrafa bakındı, cebini karıştırdı, hatta arkadaşlarına sordu, ama hurması hiçbir yerde yoktu. Ali, “Hurmayı kaybettim!” diye üzgün bir şekilde bağırdı.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Zekâtın Önemi: Kalbi Altından Bir Çocuk, Ömer'in Masalı

Hasan Dede ile Sohbet

Tam o sırada, köyün bilge büyüğü Hasan Dede, Ali’nin yanına geldi. Hasan Dede’nin her zaman yüzünde bir gülümseme olurdu ve onunla konuşmak insanın içini rahatlatırdı.
“Ne oldu Ali? Neden bu kadar üzgünsün?” diye sordu.
Ali, hurmasını kaybettiğini ve çok üzüldüğünü anlattı. Hasan Dede, Ali’nin başını okşadı ve şöyle dedi:
“Sevgili Ali, belki de hurman bir ihtiyaç sahibine ulaşmıştır. Allah bazen küçük kayıplarımızı büyük sevaplara dönüştürür. Üzülme, belki de bu hurma, bir başka çocuğun orucunu açmasına vesile olmuştur.”

Ali bu sözleri duyunca biraz rahatladı ama hâlâ içinde bir burukluk vardı. Hurmasının nereye gittiğini çok merak ediyordu.


Cami Sofrasındaki İyilik

Ali, camiye vardığında büyük bir iftar sofrası hazırlanmıştı. Uzun bir masa kurulu, herkes evinden bir şeyler getirmişti: sıcak çorbalar, mis gibi pide, zeytinler, tatlılar… Ancak Ali’nin dikkati, masanın köşesinde oturan küçük bir çocuğa takıldı. Bu çocuk, yırtık kıyafetler giymişti ve tabağında yalnızca bir parça ekmek vardı. Ali, bu çocuğun yüzündeki üzüntüyü görünce hemen yanına gitti.

“Merhaba, benim adım Ali. Tabağımda fazladan yemek var. Sen de yemek ister misin?” diye sordu. Çocuk önce şaşırdı, sonra hafifçe gülümsedi ve “Teşekkür ederim, çok açtım,” dedi. Ali tabağındaki yemekleri onunla paylaştı. O an Ali, içinde büyük bir mutluluk hissetti. Sanki kaybettiği hurmayı bulmuş gibi bir huzurla dolmuştu.


Bereketin Sırrı

İftar vakti bitince Hasan Dede, masanın başına geçerek insanlara şöyle seslendi:
“Sevgili çocuklar ve büyükler, Ramazan sadece yemek yemek değil, paylaşmaktır. Bugün hepimiz bu sofrada bir araya geldik ve bu, paylaşmanın bereketidir. Tıpkı Ali’nin yaptığı gibi, küçük bir iyilik bile büyük bir mutluluğa dönüşebilir.”

Ali, Hasan Dede’nin bu sözlerini duyunca aniden bir şey fark etti. Belki de kaybettiği hurması, bu küçük çocuğun iftarını açmasına vesile olmuştu. İçinde büyük bir huzur ve mutluluk hissetti.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Küçük Leyla ve Şükretmeyi Öğrenmek

Ali’nin Yeni Alışkanlığı

O günden sonra Ali, annesinin ona verdiği hurmaların bir kısmını hep başkalarıyla paylaşmaya başladı. Annesine, “Paylaştıkça daha mutlu oluyorum,” dedi. Köydeki diğer çocuklar da Ali’yi örnek aldı ve herkes, Ramazan boyunca elindekini başkalarıyla paylaşmaya başladı.


Mutlu Son

Şirin köy, Ramazan ayını paylaşmanın ve kardeşliğin bereketiyle tamamladı. Ve gökten üç hurma düştü: Biri bu masalı yazanın, biri okuyanın, biri de paylaşmanın mutluluğunu yaşayan herkesin başına!

Evet çocuklar Kayıp Hurma ve Paylaşmanın Bereketi adlı masalımızda burada bitti. Sizde Kayıp Hurma ve Paylaşmanın Bereketi gibi Dini Hikayeler yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.

masal gonder

MasalAbi

Masal Abi Olarak Çocuklarıma Okumayacağım Hiçbir Masalı Evlatlarınıza Okumayacağımdan Emin Olabilirsiniz. Bende Bir Baba Olarak Kendi Evlatlarıma Okumadığım Hiçbir Masalı Sizlere Sunmuyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu